Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/8839
Başlık: Servikal distoni tanısı ile takip edilen ve botulinum toksini tedavisi uygulanan hastalarda ve yakınlarında motor olmayan bulgular arasında anksiyete ve depresyonun, kognitif fonksiyonların ve yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi
Diğer Başlıklar: Assessment of cognitive functions, depression-anxiety scales and quality of life in patients and their relatives with cervical dystonia and botulinum toxin treatment
Yazarlar: Özbek, Sevda Erer
Ceylan, Dursun
Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.
Anahtar kelimeler: Servikal distoni
Botulinum toksini uygulaması
Yaşam kalitesi
Depresyon
Anksiyete
Cervical dystonia
Botulinum toxin administration
Quality of life
Depression
Anxiety
Yayın Tarihi: 2018
Yayıncı: Uludağ Üniversitesi
Atıf: Ceylan, D. (2018). Servikal distoni tanısı ile takip edilen ve botulinum toksini tedavisi uygulanan hastalarda ve yakınlarında motor olmayan bulgular arasında anksiyete ve depresyonun, kognitif fonksiyonların ve yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Özet: Servikal distoni, baş-boyunda anormal postür, ağrı ve tremor gibi fiziksel belirtilerin yanında eşlik eden depresyon, anksiyete ve kaygı bozuklukları ile hastaların yaşam kalitelerinin olumsuz etkilendiği bir hastalık tablosudur. Tüm kronik hastalarda olduğu gibi bu grupta da hastalar ile beraber hasta yakınlarında da eşlik eden psikiyatik komorbid bozukluklar ve yaşam kalitelerinde olumsuz yönde etkilenme kaçınılmazdır. Hastalarda fiziksel belirtilerin yanında aileleri ile beraber, psikiyatrik komorbid bozukluklar ve yaşam kalitesi konularının da ele alınması takip sırasında objektif karşılaştırma ve tedavi başarı oranının artmasına imkan sağlayacaktır. Biz bu çalışmada servikal distoni ile takip edilen hasta ve yakınlarında eşlik eden kognitif fonksiyon bozukluğu, depresyon-anksiyete gibi psikiyatrik komorbid bozukluklar ve yaşam kalitesi konularını incelemeyi; bu konularda Botulinum toksini (BT) uygulamalarının etkisini araştırmayı amaçladık. Çalışmamıza Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'nda Hareket Bozuklukları Polikliniğinde Kasım 2016 – Ekim 2017 tarihleri arasında primer (idyopatik) servikal distoni tanısı ile izlenen BT uygulama planında olan 30 hasta ve onların beraber yaşadığı 30 bakım veren kişi alınmıştır. Tüm hastalarda ve hasta yakınlarında demografik değişkenler incelendi. Eşlik eden kognitif fonksiyon bozukluğu, depresyon-anksiyete gibi psikiyatrik komorbid hastalıklar ve yaşam kalitesi konuları incelendi. Kognitif fonksiyon değerlendirmesinde SMMT (Stardardize Mini Mental Test); psikiyatrik komorbid bozuklukların değerlendirilmesinde Beck Depresyon Ölçeği, STAI-I (Durumluk Kaygı Ölçeği), STAI-II (Sürekli Kaygı Ölçeği), Hastane Anksiyete Skalası (HAS), Hastane Depresyon Skalası (HDS); hastalık aktivitesi değerlendirilmesinde TWSTRS (Toronto Western Spasmodik Tortikollis Ölçeği); yaşam kalitesi değerlendirilmesinde ise CDQ-24 (Kraniyoservikal Distoni Anketi), CDIP-58 (Kraniyoservikal Distoni Etkililik Profili Anketi) ve SF-36 (Short Form 36 ) uygulanmıştır. Bakım veren kişilere de SMMT (Stardardize Mini Mental Test), Beck Depresyon Ölçeği, STAI-I (Durumluk Kaygı Ölçeği), STAI-II (Sürekli Kaygı Ölçeği), Hastane Anksiyete Skalası (HAS), Hastane Depresyon Skalası (HDS) ve SF-36 (Short Form 36) ölçekleri uygulanmıştır. Aynı testler hastalarda ve hasta yakınlarından BT uygulamasından 8 hafta sonra tekrar uygulanmıştır. İstatistiksel analizde Shapiro-Wilk testi ve Wilcoxon işaret sıra testi kullanılmıştır. Çalışmamızda hastalarda kognitif fonksiyonlarda etkilenme olmadığı, depresyon-anksiyete gibi psikiyatrik komorbid bozukluklarda artış ve yaşam kalitesinin tüm alanlarda olumsuz etkilendiği; hasta yakınlarında ise kognitif fonksiyonlarda etkilenme olmadığı, depresyon-anksiyete gibi psikiyatrik komorbid bozukluklarda normal popülasyona göre artış ve yaşam kalitesinde enerji/canlılık, ruhsal sağlık ve genel sağlık algısı konularında olumsuz etkilenme gözlendi. Hastalarda BT uygulamaları ile kaygı düzeyinde, hastalık aktivitesinde ve yaşam kalitesi ölçeklerinin tümünde iyileşme görüldü. Hasta yakınlarında BT uygulamalarından sonra kognitif fonksiyonlarda, kaygı düzeyinde ve SF-36 alt ölçeklerinden enerji/canlılık ve ruhsal sağlık alanlarında anlamlı düzelme olduğu gözlendi. BT uygulamalarında görülen faydanın kadınlarda, evli olanlarda, 40 yaşından büyük kişilerde, eğitim seviyesi yüksek kişilerde ve geç başlangıçlı olanlarda (≥ 26 yaş) daha belirgin olduğu saptandı. Sonuç olarak hastalarda tedavideki başarı oranında artış hastaların ruhsal belirtileri, ailesi ve yaşam kalitesi konularının da ele alınması ve multidisipliner yaklaşım ile takip edilmesi ile mümkün olacaktır.
Cervical dystonia is a disease table in which the physical symptoms such as abnormal posture, pain and tremor in head-neck as well as accompanying depression, anxiety and anxiety disorders and patients' quality of life are adversely affected. As in all chronic patients, it is inevitable that psychiatric comorbid disorders and quality of life in the accompanying group are affected negatively in this group as well as in patients' relatives. In addition to physical symptoms, psychiatric comorbid disorders and quality of life issues, as well as their families, should be addressed in patients, which will increase the success rate of objetive comparison and treatment during follow-up. In this study, we investigated the psychiatric comorbid disorders and quality of life issues such as cognitive dysfunction accompanied by cervical dystonia and accompanying patients, and depression-anxiety; we aimed to investigate the effects of Botulinum toxin (BT) applications on these subjects. In our study, 30 patients with botulinum toxin screening with primary (idiopathic) cervical dystonia and their relatives between November 2016 and October 2017 were included in the Movement Disorders Policlinic of the Department of Neurology of the Uludag University Medical Faculty. Demographic variables were examined in all patients and their relatives. Concomitant cognitive dysfunction, psychiatric comorbid disorders such as depression and anxiety, and quality of life issues were examined. SMMT (Standardised Mini Mental State Examination) in evaluating cognitive function; STAI-I and II (State-Trait Anxiety Inventory), Hospital Anxiety Scale (HAS), Hospital Depression Scale (HDS) in the evaluation of psychiatric comorbid disorders; TWSTRS (Toronto Western Spasmodic Torticollis Scale) in assessing disease activity; CDQ-24 (Craniocervical Dystonia Questionnaire), CDIP-58 (Cervical Dystonia Impact Profile) and SF-36 (Short Form 36) were applied to evaluate the quality of life. SMMT (Standardised Mini Mental State Examination), STAI-I and II (State-Trait Anxiety Inventory), Hospital Anxiety Scale (HAS), Hospital Depression Scale (HDS) and SF-36 (Short Form 36) scales were applied. The same tests were repeated in patients and relatives after 8 weeks of BT. Shapiro-Wilk test and Wilcoxon sign rank test were used for statistical analysis. In our study, there was no effect on cognitive functions in patients, increase in psychiatric comorbid disorders such as depression-anxiety, and quality of life were adversely affected in all areas; it was observed that there was no effect on cognitive functions in the patients' relatives, increase in the normal population in the psychiatric comorbid disorders such as depression-anxiety and adverse effects on energy / vitality, mental health and general health perception of life quality. Improvement in anxiety level, disease activity and overall quality of life scales were observed with BT administration in patients. Significant improvements were observed in cognitive functions, anxiety and SF-36 subscales in energy / vitality and mental health domains after BT administration in patients' relatives. The benefit seen in BT applications was found to be more evident in women, in married people, in people over 40, in people with higher education levels and in people with late onset (≥ 26 years). As a result, the increase in the success rate of treatment in the patients will be possible by considering the psychological statements, family and quality of life issues of the patients and following the multidisciplinary approach.
URI: http://hdl.handle.net/11452/8839
Koleksiyonlarda Görünür:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
493367.pdf10.12 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons