Çalışan kalp ve konvansiyonel koroner revaskülarizasyonda atriyal fibrilasyon

Abstract

Atriyal fibrilasyon koroner bypass cerrahisi sonrası en sık gözlenen komplikasyondur. Başta çarpıntı ve anksiyete olmak üzere, bayılma, düşük debi, tromboemboli'ye bağlı gelişen inme, nadir de olsa görülen mortalite ve kardiyomiyopati'ye neden olması dışında, yoğun bakım ve hastane kalışlarını uzatarak maliyeti artırmaktadır. Kardiyak cerrahi işlem sonrası oluşan atriyal fibrilasyonun etiyolisi, önlenmesi ve tedavisi konularında son 25 yılda birçok çalışma yapılmıştır. Çalışmaların çoğu postoperatif atriyal fıbrilasyon gelişen hastaların, bazı indikatörlerle preoperatif dönemde tahmin edilerek gereksiz antiaritmik profilaksisinin önlenmesine yöneliktir. Bu çalışmada, konvansiyonel koroner bypass ile çalışan kalpte koroner bypass arasında atriyal fibrilasyon insidansı karşılaştırıldı. Postoperatif atriyal fibrilasyon oluşumunda rol oynayan faktörler araştırıldı. Kliniğimizde son iki yılda koroner bypass ameliyatı olan hastalar değerlendirildi. Çalışma dışı bırakma kriterleri dışındaki, konvansiyonel teknikle koroner bypass ameliyatı olmuş ardışık 100 hastadan oluşan 1. grup (G1), çalışan kalp tekniği ile ameliyat olmuş ardışık 100 hastalardan oluşan 2. grup (G2) ile karşılaştırıldı. Aralarında atriyal fibrilasyon gelişme oranı ve demografik özellikler açısından fark olup olmadığına bakıldı. Yine 1. grup ve 2. grup kendi içinde atriyal fibrilasyon nedenleri yönünden değerlendirildi. Her iki grup arasında atriyal fibrilasyon gelişmesi yönünden anlamlı fark yoktu. Grup içi değerlendirmelerinde de yaş ve beta bloker yoksunluk sendromu dışında atriyal fibrilasyon ile ilgili bir faktöre rastlanmadı. Sonuç olarak atriyal fibrilasyon gelişimi ameliyat tipinden bağımsızdır, kimde ve ne zaman görüleceği belirsizdir.

Atrial fibrillation is the most common complication of coronary by-pass surgery that may leads to palpitation, anxiety, faintness, low cardiac output and thromboembolism. Cardiomyopaty and mortality is occasionally seen. Thus, atrial fıbrillation prolongs intensive care and hospital stay that increases the cost of surgery. In the last 25 years, many studies have been published for its etiology, prevention and treatment. The main topic in most of these studies was to avoid unnecessary antiarithymic proflaxis in the light of preoperative predictive factors. In this study, the incidence of atrial fıbrillation following conventional by-pass surgery was compared to off-pump coronary surgery. In addition, the factors effecting the occurence of atrial fıbrillation was also investigated. Patients who underwent coronary revascularisalion in the last two years period were retrospectively reviewed. One hundred consecutive patients, Group 1, undergoing conventional coronary by-pass surgery were compared to the other 100 patients, Group 2, undergoing off-pump coronary surgery. The statistical difference of atrial fıbrillation incidence and demographic parameters were searched in both groups. The cause of atrial fibrillation was also evaluated in both groups. The occurence of atrial fibrillation was not statistically different between the groups. In addition, the age and beta blocker abstinance syndrome were the only factors that effects the occurence of atrial fibrillation in both groups. In conclusion, the development of atrial fibrillation is not related to the type of surgery and its prediction is not possible in the pre-and postoperative period.