Please use this identifier to cite or link to this item:
http://hdl.handle.net/11452/2380
Title: | Burun tıkanıklığına neden olan alt konka hipertrofilerinin tedavisinde üç farklı cerrahi yöntem sonuçlarının analizi |
Other Titles: | Analysis of outcomes of three different surgical techniques in treatment of inferior turbinate hipertrofies leading to nasal obstruction |
Authors: | Coşkun, Hakan Öztürk, İdil Şen Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı. |
Keywords: | Alt konka Akustik rinometri Rinomanometri Radyofrekans Mikrodebrider Inferior turbinate Acoustic rhinometry Rhinomanometry Radiofrequency Microdebrider |
Issue Date: | 2012 |
Publisher: | Uludağ Üniversitesi |
Citation: | Öztürk, İ. Ş. (2012). Burun tıkanıklığına neden olan alt konka hipertrofilerinin tedavisinde üç farklı cerrahi yöntem sonuçlarının analizi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi. |
Abstract: | Çalışmamızın amacı, alt konka hipertrofilerinin tedavisinde uygulanan üç farklı cerrahi tedavi yönteminin, objektif sonuçlarının değerlendirilmesi ve bu cerrahi yöntemlerin birbirleri ile kıyaslanmasıdır.Çalışmamız, prospektif olarak Temmuz 2010-Ocak 2012 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı'na burun tıkanıklığı şikayeti ile başvuran ve medikal tedaviye dirençli hipertrofik konka mukozası görülen 51 hasta (35 erkek, 16 kadın) ile gerçekleştirildi. Kırkbeş sağ, kırkaltı sol alt konka opere edildi. Hastalar rastgele olarak üç gruba ayrıldı. Birinci gruba radyofrekans, ikinci gruba mikrodebrider ile submukozal rezeksiyon, üçüncü gruba submukozal rezeksiyon uygulandı. Mikrodebrider grubunda 9 hastaya, submukozal rezeksiyon grubunda 8 hastaya işlemle eş zamanlı olarak septoplasti yapıldı. Hastalara preoperatif ve postoperatif dönemlerde, üç cerrahi tekniğin objektif sonuçlarını saptamak için, akustik rinometri ve rinomanometri testleri yapılarak, sağ ve sol minimal kesit alanı (MCA), sağ, sol ve total nazal hava yolu direnci (NHD) değerleri kaydedildi.Her üç grubun preoperatif ve postoperatif akustik rinometri ve rinomanometri değerlerinin yüzde değişimleri birbirleriyle kıyaslandığında aralarında etkinlik açısından anlamlı farklılık saptanmadı.Sonuç olarak, uygulamış olduğumuz üç cerrahi yöntem de mukozayı korumayı hedeflemiştir ve burun fonksiyonlarında bozulmaya neden olmadan burun tıkanıklığı giderilmeye çalışılmıştır. Erken dönem objektif veriler değerlendirildiğinde üç cerrahi yöntem arasında etkinlik bakımından anlamlı farklılık saptanmamıştır. Hangi cerrahi yöntemin, hangi hastaya uygulanacağı konusunda hastanın tercihi, cerrahın pratiği, teknik olanaklar göz önünde bulundurulmalıdır, subjektif ve objektif veriler ile değerlendirme yapılarak nazal fonksiyon kaybına yol açmayan, komplikasyon oranı düşük, etkin tedavi modaliteleri oluşturulmalıdır. The aim of our study was to evaluate the objective outcomes of three different surgical modalities used in treatment of inferior turbinate hypertrophies and to compare these methods with each other.The study was performed prospectively in the Department of Otorhinolaryngology of Uludag University Faculty of Medicine, on 51 patients (36 men, 15 women) with nasal obstruction and hypertrophied turbinate mucosa refractory to medical treatment, from July 2010 to January 2012. Forty-five right, forty-six left inferior turbinate were operated. In the first group radiofrequency, in the second group microdebrider assisted submucous resection and in the third group submucous resection was performed. Septoplasty was performed at the same time to 9 patients in microdebrider group and to 8 patients in submucous resection group. Right and left minimal cross sectional areas (MCA), right, left and total nasal airway resistance were noted, using acoustic rhinometry and rhinomanometry pre- and postoperatively, to determine the objective outcomes of these three techniques.After the comparison of the results, there was not any statistically significant difference between the efficacy of the techniques.In conclusion, all of the three techniques performed were aimed to spare mucosa, to reduce the nasal obstruction symptoms without damaging nasal functions. There were no significant differences in the early objective outcomes between the techniques. Before deciding to perform any technique, patients satisfaction, surgeons practice, technique opportunities should be remembered. The appropriate surgical management modalities which do not make nasal airway dysfunction and cause less complications can be choosen with determining subjective and objective outcomes. |
URI: | http://hdl.handle.net/11452/2380 |
Appears in Collections: | Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
314553.pdf | 1.1 MB | Adobe PDF | View/Open |
This item is licensed under a Creative Commons License