Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://hdl.handle.net/11452/13122
Başlık: | Research on the relationship between religious education and authoritarianism |
Diğer Başlıklar: | Din eğitimi otoriteryenizm ilişkisi üzerine bir araştırma |
Yazarlar: | Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi. Gürses, İbrahim |
Anahtar kelimeler: | Religiosity Authoritarianism Dogmatism Prejudice Dindarlık Otoriteye bağımlılık Dar kafalılık Önyargı |
Yayın Tarihi: | 2015 |
Yayıncı: | Uludağ Üniversitesi |
Atıf: | Gürses, İ. (2015). "Research on the relationship between religious education and authoritarianism". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 25, 19-27. |
Özet: | The positive relationship between religiosity and authoritarianism has been underlined in several studies. However, such studies have not taken into account the source and formation of religious education and whether or not the religious education approaches of the devotees paved the way for authoritarianism. In our study, the relationship between religious education and authoritarianism is examined. Individuals’ authoritarian affinities, which tend to change according to the institutions at which they receive religious education, were identified. A Likert-type scale was employed and a correlation matrix was applied to the variables. The sample included a total of 315 subjects (204 females and 111 males) studying at various faculties in Uludağ University. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, bir grup araştırmacı Faşizm'in sosyal ve psikolojik kökenini araştırırken otoriteryen (authoritarian) kişilik kuramını geliştirdiler. Söz konusu olan otoriteryen kişiliğin temel özellikleri kökü derine ve hatta bilinçaltına inen eğilimler olup, saldırganlığa, otoriteye boyun eğmeye, tutuculuğa, başkalarına kolaylıkla açılmamaya (anti-intraception), batıl inançlara, katılığa (rigidity), önyargıya (prejudice) ve ırkçılığa yol açmaktadır. Yani "otoriteryen" denince dogmatik, katı, şüpheci, önyargılarla hareket eden, batıl inançları olan ve otoriteye körü körüne boyun eğmeye yönelen bir kişilik tipi akla gelmektedir. Bir öncü çalışma olarak, Adorno ve arkadaşlarının hazırladığı eser ve onu takip eden çalışmalar boyunca dindar olanların körü körüne bir itaat gösterdiklerine, dolayısıyla da otoriteryen olduklarına inanılmıştır. Biz de bu araştırmamızda gerçekte dindarların otoriteryen olup olamadıklarını ölçmek için bir alan araştırması yaptık. Araştırmamıza 204’ü bayan, 111’i erkek olmak üzere toplam 315 kişi katılmıştır. Öğrencilerin 175’i U. Ü. İlahiyat Fakültesi, 73’ü U. Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü, 67’si ise U. Ü. Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü öğrencisidir. Bu öğrencilerin 173’ü İHL mezunu, 142’si ise düz lise mezunudur. Araştırma sonucunda din eğitimini orta öğretim kurumlarından alan deneklerin otoriteryen olmadıkları ve bu bireylerin daha az dogmatik olma eğiliminde oldukları tespit edilmiştir. Dini cemaat içerisinde din eğitimi alanların ise daha otoriteryen olma eğiliminde oldukları tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre dinî cemaatlerin mensuplarını otoriteryen bir kişiliğe büründürdükleri görülmüş, kolayca itaat eden bu bireylerin dini cemaat çevresinde oldukça tercih edilen bir kişilik olduğu gözlenmiştir. |
URI: | https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/271078 http://hdl.handle.net/11452/13122 |
ISSN: | 2645-8950 |
Koleksiyonlarda Görünür: | 2015 Sayı 25 |
Bu öğenin dosyaları:
Dosya | Açıklama | Boyut | Biçim | |
---|---|---|---|---|
2015_25_3.pdf | 202.96 kB | Adobe PDF | Göster/Aç |
Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License