Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/32097
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.advisorKaraman, Hayreddin-
dc.contributor.authorYavuz, Yunus Vehbi-
dc.date.accessioned2023-03-30T13:18:08Z-
dc.date.available2023-03-30T13:18:08Z-
dc.date.issued1981-
dc.identifier.citationYavuz, Y. V. (1981). el-Mebsût'a göre tatbikatta Hanefî mûctehidlerinin ictihaf usulü. Yayınlanmamış doktora tezi. Bursa Yüksek İslam Enstitüsü.tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11452/32097-
dc.description.abstractKarşılaştığı tüm zorluklardan insanlığı kurtarmak ve mükemmel bir hayat sürdürmesini sağlamak üzere, dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli İslam gönderilmiştir. Nitekim bu manayı ifade etmek üzere Kur’an-i Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Bu gün kafirler dininizi (sömürmekten) ümitlerini kestiler. Bugün size dininizi tamamladım. Üzerinizdeki nimetimi de tamamladım ve din olarak size İslam’ı seçtim.” Bu ayet’i kerime, İslam ile müşerref olmanın en büyük nimet olduğunu, en mükemmel bir din olduğunu ve O’na sarıldığımız taktirde bu nimetten mahrum olduğu halde aleyhindeki çalışmaların bir netice vermeyeceğini müjdeliyor. İslam’a düşman olanların kötü emellerini boşa çıkaracak çalışmaların başında bu nimetin büyüklüğünü taktir ederek kendisinden azami derecede faydalanmak gelir. İslam nimetinden faydalanmak, onun gösterdiği yoldan yürümekle, bize söylemek istediği derin manaları anlamakla ancak mümkün olur. Kur’an-ı Kerim'in sık sık ifade buyurduğu hidayetten öncelikle anlamamız gereken mana bu olsa gerektir. Bu hidayetin sarsılmaz yolu ilmi prensiplere bağlı olarak yapılan çalışmalardan geçmektedir. Selef alimleri İslam’ın ilk devirlerinde bu yolu takip ederek din inançlarını tefsir, tevil ve yaşadıkları toplumun meseleleri paralelinde açıklamak suretiyle hidayet rehberliği görevini ifa etmişler, dolayısıyla İslam’a büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu hizmette özellikle ilk Hanefi müctehidlerinin payı çok büyüktür. Onlar, toplumun her meselesi ile, hatta ortaya çıkması farz edilen meseleleri ile yakından ilgilenmişler ve güçlükleri yenmeğe çalışarak sadece kendi toplumlarına değil, kendilerinden sonra gelen insanlara da rehberlik etmişlerdir. Şüphesiz bunu yaparken onlar, bazı prensiplere dayanmışlar, bazı örnekleri göz önünde bulundurmuşlardır. Bu prensipler fıkıh usulü kitaplarında sonradan kaideleştirilmiştir. İşte tezimizin konusu bu prensiplerinin, furu’daki tatbikatına dayanarak, onların toplum ile din arasında nasıl bir ilişki kurduklarını ve ortaya koydukları meseleleri, özellikle nas bulunmayan konularda nasıl açıkladıklarını örnekleri ile göstermektir.tr_TR
dc.format.extentXIV, 343 sayfatr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherUludağ Üniversitesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.rightsAtıf 4.0 Uluslararasıtr_TR
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/4.0/*
dc.subjectHanefiliktr_TR
dc.subjectİslam hukukutr_TR
dc.subjectel-Mebsûttr_TR
dc.titleel-Mebsût'a göre tatbikatta Hanefî mûctehidlerinin ictihaf usulütr_TR
dc.typedoctoralThesisen_US
dc.relation.publicationcategoryTeztr_TR
dc.contributor.departmentBursa Yüksek İslam Enstitüsü.tr_TR
Appears in Collections:Sosyal Bilimler Doktora Tezleri / PhD Dissertations

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
SOD_00408.pdf
  Until 2099-12-31
16.89 MBAdobe PDFView/Open Request a copy


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons